6 Şubat depremlerinde bazı hastaneler, camiler, yollar, havaalanları, okullar, valilik ve belediye binaları yıkıldı. Yoğun bakımlarda hastalar mahsur kaldı, yıkılan hastanelerin enkazında hayatını kaybedenler oldu.
Kullanılmaz hale gelen bazı limanlar, havaalanları ve karayolları sebebiyle ulaşımda yaşanan sıkıntılar yardımların ulaşmasını ya da kentlerdeki giriş çıkış faaliyetlerini etkiledi.
Hakkını Savun Derneği avukatları Hatay’da 29, Kahramanmaraş’ta 12, Adıyaman’da 10, Malatya’da 4, Gaziantep’te 2 ve Adana’da 1 kamu binasıyla ilgili suç duyurusunda bulundu.
BBC Türkçe’ye konuşan Hakkını Savun Derneği avukatları, deprem illerinde hasar gören kamu binalarının tam sayısına ilişkin pek çok resmi kuruma başvurduklarını ancak sonuç alamadıklarını kaydediyor.
Avukatlar açık kaynakları tarayarak, saha çalışması yaparak ve meslek örgütlerinin raporlarından 58 bina tespit ettiklerini ancak resmi sayının daha yüksek olabileceğini belirtiyor.
Avukat Zeynep Polat, “Yönetmeliğe göre bu yapılar, afet durumlarında en güvenli ve en korunaklı yerler olmalıydı” diyor:
“Deprem Yönetmeliği’ne göre kamu binalarının bina önem katsayısı, normal konutlara oranla yüzde 50 fazla. Bu da bu kamu yapılarının, normalden neredeyse 1,5 kat daha sağlam olması gerektiği anlamına geliyor.
“Kamu yapısı olsun ya da olmasın, eğer bir bina yönetmeliğe, zemine ve projeye uygun bir şekilde yapılıp denetlenirse, yıkılmayı bırakın hasar alması bile oldukça güçleşiyor.”
Hastaneler, okullar, AFAD binası…
Hakkını Savun Derneği’nin tespitine göre, yıkılan ya da hasar gören 58 kamu binasının 54’ü devlet, 4’ü ise özel sektör yapımıydı.
Devlet yapımı 54 binanın 22’si yıkıldı, 24’ü ağır hasar aldı, 8’i ise hasarlıydı. 4 sektör yapımı binanın ise 3’ü yıkıldı, 1’i ağır hasar aldı.
Hatay’da İskenderun Devlet Hastanesi A Blok, Antakya Devlet Hastanesi, Özel Akademi Hastanesi ve Özel Doğu Akdeniz Hastanesi, Malatya’da ise Divan Hastanesi yıkıldı.
Adıyaman’da Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi, Çelikhan Devlet Hastanesi ve Besni İlçe Sağlık Müdürlüğü ağır hasar aldı.
Çevre diğer illere göre depremden nispeten daha az etkilenen Adana’da ise Çukurova Üniversitesi-Balcalı Hastanesi ağır hasar aldı.
Hakkını Savun Derneği’nden Semra Atilay en az 10 sağlık kuruluşunun yıkıldığını söylüyor.
Atilay, “En üzücü olan ilçe sağlık müdürlükleri, aile sağlık merkezleri, hastaneler, kadın doğum hastaneleri… Bunların hepsi yıkılmıştı” diyor.
Sorumlular kim, hukuki süreç nasıl işleyecek?
Avukatlar, bu binaların yapımında görev alan mimar, müteahhit, mühendislerin; bu binalara yapı ve iskân ruhsatı verenlerin sorumlu olduğunu değerlendiriyor.
Ayrıca denetim ve gözetim sorumluluğunu yerine getirmeyen, riskli binaları tespit etmeyen ve gerekli önlemleri almayanların da hukuki sorumluluğu bulunuyor.
Avukat Zülal Beyza Aydoğdu, bu kişilerin “kasten öldürme, kasten yaralama, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, görevi ihmal, görevin kötüye kullanılması, imar kirliliğine neden olma, hatta nitelikli dolandırıcılık” gibi suçlardan sorumlu olduklarını söylüyor:
“Hem sorumlular hem de suçlar bağlamında suç duyurusu dilekçeleri hazırladık. Her il kapsamında ayrı ayrı dilekçe hazırladık ve bulduğumuz yapıları dilekçelere yazdık.
“Yıkılan kamu binalarında ihaleleri kimler aldı? Biz tek tek ihalelere girip baktık fakat resmi verilere ulaşmak tabii ki çok zor. Bunların tespitini mahkemeye bırakmak durumunda kaldık.”
Polat ise “Devlet, ne olursa olsun burada ihaleyi veren olarak sorumluluktan kurtulmuyor” diye konuşuyor:
“Devlet binayı ya kendisi yaptırıyor ya ‘yap-işlet-devrem modelinde olduğu gibi ihale veriyor. Diyelim ki biz denetim raporunun altına imza atan mimarı bulduk, evet onun sorumluluğu var ama ona ihaleyi veren kamu kurumunun da sorumluluğu var.
“İhaleyi verirken herhangi bir ayrım gözetti mi, bir menfaat ilişkisi var mıydı yoksa alanında uzman bir inşaat firması/yapı denetim firması mıydı? Bunların tespitini ancak savcılık yapabilir.”
‘Kamu binaları yapı-denetimi kendi içinde yapıyor’
Türkiye’de tüm binalar İmar Kanunu kapsamında yapılırken, binaların denetimine ilişkin hususlar ise Yapı Denetim Kanunu’nda düzenleniyor.
Ancak kamu binaları, Yapı Denetim Kanunu kapsamı dışında bırakılıyor.
Kamu binalarının denetimi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Kamu Yapıları Denetim Hizmetleri Yönetmeliği’nde düzenleniyor.
Avukat Zülal Beyza Aydoğdu, bu istisnanın yarattığı olumsuzlukları şöyle anlatıyor:
“Binaların yapım süreçlerini, proje ve imar planlarına uygunluğunu, çeşitli standartları taşıyıp taşımadığını, sağlamlığını kontrol eden ve bu hususları denetleyen yapı denetim kuruluşları vardır.
“Ancak kamuya ait yapı ve binalar, yapı denetim kanunu ile yapı denetiminden muaf tutuluyorlar, yani bu kuruluşlarının denetimine tabi değiller. Kamu binaları, kurumların kendi birimleri tarafından denetleniyor. Denetimciyi idare seçiyor ve görevlendiriyor.
“Kamu binaları yapı denetimine tabi olsalardı, denetim süreçleri daha sağlıklı ve şeffaf olabilirdi. Hatta belki de depremde yıkılan kamu binalarının denetimcilerine ve denetim raporlarına da ulaşabilecektik.
“Kamu binalarının yapı denetim kanunu ve yönetmeliğinden muaf tutulmalarının ve denetim dışı bırakılmalarının anlaşılabilir veya kabul edilebilir bir tarafı yok.”
Yıkılan Malatya’daki Yeni Camii, yeni restore edilmişti
Depremden bir ay önce restorasyonu tamamlanarak açılan Malatya Yeni Camii, 6 Şubat depremlerinde tamamen yıkıldı.
Kentin simgesi olan bu tarihi cami, 2020 yılındaki Elâzığ depreminde hasar gördüğü için restorasyona girmişti.
Atilay, Hatay’daki tarihi Meclis binasının da benzer şekilde yıkıldığını söyleyerek, “Meclis’in restorasyonu biteli birkaç sene olmuştu ve depremde yerle bir oldu” diyor.
Öte yandan depremde yıkılan ya da hasar gören yapılar arasında ilkokullar, ortaokullar, liseler ve KYK yurtları da bulunuyordu.
Hatay’da Antakya Lisesi ve ek binaları, Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörlük Binası, Merkez KYK yurdu ve Kahramanmaraş’ta Gazi Ortaokulu yıkıldı.
Kahramanmaraş Ortaokulu, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Öğretmenevi ve Kadriye Çalık Anadolu Lisesi; Antakya KYK Kız Öğrenci Yurdu, Defne Şehit Hakan Ufyıldız Ortaokulu ve İskenderun Beyazıd-i Bestami Erkek Öğrenci Yurdu ağır hasar aldı.
Atilay, Hatay’daki AFAD binasının ağır hasar alması sebebiyle arama kurtarma çalışmalarının ciddi biçimde etkilendiğini söylüyor:
“Hatay’daki AFAD binasının bir kısmı ağır hasar aldı, bir kısmı tamamen yıkıldı. Depremin ilk günlerinde gönüllü ekipler ağır hasarlı AFAD binasında konaklamak zorunda kaldı. İnsanların depremde kullanacağı binaların bu kadar hasar alması orada deprem bölgesindeki insanları daha da acıya sürükledi.”
‘Suçların arşivini tutuyoruz’
Hakkını Savun Derneği’nin suç duyuruyla ilgili henüz bir gelişme yaşanmadı.
Dernek, yıkılan ya da hasar gören kamu binalarıyla ilgili vatandaşları da suç duyurusunda bulunmaya çağırıyor.
Avukat Enes Duran, “Kamu binalarıyla ilgili kişileri, kurumları, kurumların yazışmalarını, içerisindeki süreci tespit edebilecek kurum cumhuriyet başsavcılığıdır” diye konuşuyor.
Polat ise “Birilerinin hala bunu araştırdığını, bu hukuksuzlukların karşısında durduğunu göstermek istedik” diyor:
“İnsanlar belki tek başlarına suç duyurusunda bulunmaya çekinebilirler ama hukukçuların bunla uğraştığını görünce bireyleri de tetikleyebileceğimizi düşündük.”
“Hala hukukun varlığını hatırlatmak için bunu yapıyoruz, suçların arşivini tutuyoruz. Bir gün bunlar halk için ihtiyaç haline gelecek.”
Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve AFAD, depremlerden etkilenen illerde yıkılan ya da hasar gören yapılarla ilgili sorularımıza yanıt vermedi.